NEDEN ÇOCUĞUM OLMUYOR?

  • 0
  • 1.229
Yazı Boyutu:

(İNFERTİLİTEDE KADIN FAKTÖRÜ)
 
Bizim İzmir portalının değerli okuyucuları, bu hafta infertilite(kısırlık) ile ilgili konumuzu işlemeye devam ediyoruz ve kadınlarla ilgili infertilite nedenlerinden ve bunlara yaklaşımdan bahsedeceğiz.
Bilindiği gibi 35 yaş altında kadınlarda bir yıl,35 yaş üstünde ise 6 ay düzenli cinsel beraberliğe rağmen gebelik oluşmuyorsa infertilite kuşkusuyla araştırmalara başlanmaktadır. Gebe kalan ve gebeliğini düşüren kadınlarda da infertilite kavramı söz konusudur.
Kadın infertilitesi sık karşılaşılan bir problemdir. Örneğin CDC (Amerika hastalıklar  kontrol merkezi) verilerine göre 15-44 yaş arası kadınların % 10 u gebe kalmakta veya sağlıklı gebeliği devam ettirmekte sorun yaşamaktadırlar.
Gebelik birçok basamaktan oluşan bir sürecin sonunda ortaya çıkar. Gebe kalmak için;
Kadının yumurtalıklarının birinden yumurta çıkmalıdır(ovulasyon).
Yumurta kanal (fallop tübü) boyunca rahime (uterus) doğru ilerlemelidir.
Erkek tohum hücrelerinden(spermler) bir tanesi yumurtayı kanalda döllemelidir(fertilizasyon).
Döllenmiş yumurta rahim iç duvarına gömülmeli ve yuvalanmalıdır(implantasyon).
İnfertilite bu basamaklardan herhangi birinde problem olduğunda karşımıza çıkmaktadır.
İnfertilite olgularının üçte biri kadınla ilgili problemlerden kaynaklanır. Üçte birinden erkekle ilgili nedenler ,kalan üçte birinde ise hem erkek hem kadınla ilgili nedenler sorumludur.
Kadında infertilite nedenleri nelerdir?
Kadın infertilitesinde en büyük neden yumurtlama (ovulasyon) ile ilgili problemlerden kaynaklanır. Ovulasyon olmayınca döllenecek yumurta da olmayacaktır. Sürekli adet gecikmeleri olan kadınlarda yumurtlama problemlerinden kuşkulanılır.
Yumurtlama problemleriyle en sık polikistikover  sendromunda (PCOS) karşılaşılır. PCOS kadın infertilitesinin en sık nedenidir. Fakat uygun tedaviyle kadının gebe kalmasında başarı yüksektir.
Primer over yetmezliği (POİ) kadınlardaki diğer bir yumurtlama problemi nedenidir. Kadınlarda yumurtalıklar 40 yaşından önce işlevlerini yitirirse POİ oluşur. Erken menopozdan farklıdır.
Bunun dışında endometriozis, dış gebelik cerrahisi, PID dediğimiz iç genital organlarda enfeksiyona bağlı yapışıklıklar kanalları tıkayarak infertiliteye neden olabilirler. Ayrıca myom dediğimiz rahimin iyi huylu urları da kadın infertilitesi nedenleri arasında yer almaktadır.
Kadının infertilite riskini neler arttırır ?
Kadının bebek sahibi olma şansını etkileyen birçok faktör vardır. Örneğin yaş, sigara içmek, aşırı alkol kullanımı,stres,yetersiz beslenme,aşırı spor yapmak,aşırı kilolu veya düşük kilolu olmak,cinsel  yolla bulaşan hastalıklar kadının infertilitesini etkileyen risk faktörleri arasındadır.
Yaş kadınların çocuk sahibi olma yeteneğini nasıl etkiler?
35 yaş üzerindeki kadınların üçte biri fertilite problemleriyle karşılaşmaktadırlar. Yaşlanma aşağıda belirtilen nedenlerle kadınların hamile kalma şansını etkiler; Kadının yumurtalıkları yumurta çıkartmaya  zorlanmaya başlar.Yumurtalıkta kalan yumurta sayısı azalmaya başlamıştır.Çıkan sağlıklı yumurta sayısı daha azdır.Fertilite problemlerini etkileyen sağlık durumları (myomlar,primer over yetmezliği gibi)yaş ilerledikçe daha sık karşımıza çıkarlar,ayrıca kadının düşük  yapma şansı artmaktadır.
Kadınlar çocuk yapmak için ne kadar süre denedikten sonra doktora başvurmalıdırlar?
Konuyla ilgili uzmanların çoğu bu bekleme süresini en az bir yıl olarak öngörürler.35 yaş veya üzerindeki kadınlar 6 aylık deneme sürecinden sonra doktora başvurmalıdırlar. Kadının bebek yapma şansı 30 yaşından sonra her yıl daha hızlı azalmaktadır.
Bazı kadınlarda infertilite riskini arttıran sağlık problemleri olabilir. Örneğin kanama düzensizlikler ve adetlerde gecikme, çok şiddetli adet sancıları,endometriozis, iç genital organlarda enfeksiyonu olan  ve birden fazla düşük yapan kadınlar infertilite açısından daha önceden değerlendirilmelidirler.
Kadın infertilitesini en sık etkileyen faktörleri biraz daha açıklayalım;
Polikistik over sendromu(PCOS); PCOS kadınlarda testesteron dediğimiz erkeklik hormonunun arttığı, yumurtalıklarda hormon salgılama ve yumurtlama işlevlerinin bozulduğu ve yumurtalık üzerinde bol miktarda küçük kistin görüldüğü bir durumdur. Konuyla ilgili birçok çalışma yapılmasına ve birçok teori ortaya atılmasına rağmen nedeni henüz bilinmemektedir. 2003 te Rotterdam’ daki konuyla ilgili çalışma grubunun ortak kararından sonra PCOS tanımında eskisi gibi tek ölçütün yeterli olmayacağı vurgulanmıştır. Bir kadında PCOS tanısı konması için aşağıdaki ölçütlerden en az iki tanesi bulunması gerekmektedir: 1.Adet düzensizliğine yol açan yumurtlama bozukluğu 2.Başka nedenlere bağlı olmayan erkeklik hormonlarında artış 3.Ultrasonografiyle yumurtalıkta 10 dan fazla 3-4 mm çapında küçük kistlerin saptanması
PCOS lu kadınların %70 inden fazlası hirsutizm dediğimiz tüylenmeden yakınacaklardır. Bu tüylenme çoğunlukla yüzde, çene altında, göğüste meme etrafı ve aralarında, karında göbek altı orta hatta kendini gösterecektir. Şiddetli aknelerin çoğunluğunun arkasında PCOS vardır. Ergenlikten uzun süre sonra ortaya çıkan akneler de PCOS düşündürmelidir. Ayrıca geleneksel tedavilere yanıt vermeyen aknelerde de PCOS göz önünde bulundurulmalıdır. Sağlık kuruluşlarına çocuğumun olmuyor diye başvuran çiftlerin % 20 sinden fazlasında PCOS la karşılaşılır. Fakat PCOS lu kadınların büyük kısmı hap ve enjeksiyonlarla uygulanan tedavilere iyi yanıt verip gebe kalabilir. Kilolu olan ve şeker riski fazla olan PCOS lu kadınlarda gebelik kayıpları(düşükler) ve artan insülinle bağlantılı olan gebelik komplikasyonları göz önünde bulundurulmalıdır.
Endometriozis;Endometriozis ,üreme çağında hormonların etkisiyle her ay kabarıp dökülen  endometrium  dediğimiz rahim iç tabakası dokusunun başka bir bölgede bulunmasıdır.Örneğin burunda bulunursa  kadında her ay burun kanaması olacaktır.Endometriozis  en fazla yumurtalık içinde bulunacak ve yumurtalık içine her ay kanayan dokudaki eski kan birikerek  kahverengi, çikulata renginde kist oluşturabilecektir.(Bu nedenle endometrioziste yumurtalıkta görülen kistlere çikulata kisti denir.)Karın iç zarında bulunan endometriozis dokusu her ay kanarken çevresindeki dokuda oluşacak reaksiyonlar nedeniyle adezyon dediğimiz yapışıklıklara neden olacaktır.Bu yapışıklıklar yumurtalık kanallarında olduğunda kanaları tıkayıp kısırlık nedeni olabilir.Yapışıklıklar bağırsaklar arasında olduğunda da peristaltik dediğimiz bağırsakların dalgalanma şeklinde hareketlerini engelleyerek gaz sancısı,şişkinlik gibi yakınmalara neden olacaktır.Endometrioziste sancı adetten çok önce başlar,giderek artar adetin birinci günü en üst düzeye ulaştıktan sonra giderek azalmaya başlar.Jinekolojik muayenede rahim hareketleri ağrılıdır. Ultrasonografide çikulata kisti oluştuysa tanı konabilir veya yapışıklığa bağlı yumurtalıkların rahime çok yakın olması durumunda  endometriozisten kuşkulanılır. Endometriozis yakınmaları yumurtalıkların işlevlerini bitirdiği üreme çağının sonuna yani menopoza kadar devam eder Endometriozis odaklarını tahrip etmek, varsa çukulata kistlerini  çıkarmak veya yapışıklık nedeniyle tıkanan kanalları açmak amacıyla laparoskopi sıklıkla kullanılır. Endometriozis menopozda kendiliğinden kaybolacaktır.
Myomlar;Myomların  kadın infertilitesi nedenlerinden biri olduğu görüşü son yıllarda gittikçe artmaktadır.40 yaş altında kadınların yaklaşık dörtte birinde myom görülür.Yaş ilerledikçe ise kadınlarda myom görülme şansı artar ve menopoz öncesi kadınların yarısında myom gözlenir. Myomlar rahimin iyi huylu urlarıdır. Kanser olmazlar. Rahimi bir armut şeklinde çizecek olursak, myomları  armutun cüçükleri olarak yorumlayabiliriz.
Myomlar rahimin içinde, üzerinde bulundukları yere ve büyüklüklerine göre bulgu verirler. Kadınlarda adet sancısı dışında, kasık bel ağrıları, cinsel ilişkide ağrılar, fazla veya uzun adet kanamaları, ara kanamaları veya kanlı akıntılar, idrar torbasına bası,sık idrara çıkma veya kabızlığa neden olabilirler.Bazı myomlar hiç bulgu vermeyebilir ve jinekolojik muayenede tesadüfen ortaya çıkabilir.
Myomların ilaçla tedavisi sadece ağrıları azaltmak içindir. Operasyon öncesi geçici menopoza sokan ilaçların etkisiyle birkaç aylığına geçici olarak küçültülebildikleri tedavi şekli, kemik erimesini ve yapışıklıkları olumsuz etkilediği gerekçesiyle artık önerilmemektedir. Doğum kontrol hapları kullananlarda rahimde yeni myomların yüzde otuz daha az oluştuğu bazı bilimsel yayınlarda bildirilmiştir. Kadın menopoza girince östrojen hormonu kaybolacağı için myomlar yarı yarıya küçüleceklerdir. Myomlar altı ayda bir, en geç yılda bir ultrasonografi ile izlenmeli, hızlı büyüyorlarsa operasyonla çıkartılmalıdır. İlaçlı tedaviye rağmen ağrı ve kanama düzensizlikleri devam ediyorsa operasyon yine bir seçenek olarak karşımıza çıkacaktır.
Çocuk isteyen kadında operasyonda rahim korunabilirse sadece myom çıkartılabilir,diğer durumlarda rahimin alınması öngörülen operasyon  şeklidir.Myomun infertiliteye neden olabileceği düşünülüyorsa , myomun yeri ,büyüklüğüne göre ya vaginal yoldan histereskopi(rahim içine vajinadan ışıklı boru yerleştirerek operasyon) veya batın yoluyla laparoskopi (karın içine ışıklı boru yerleştirerek operasyon)veya laporotomi (batın açılarak operasyon)ile çıkartılabilir.Her operasyonda adezyon dediğimiz yapışıklık şansı artabileceği ve bu yapışıklıklarında kanalları tıkayarak kısırlık riskini etkileyebileceği için operasyon tekniğine gereken özen gösterilmektedir.
Kadın infertilitesini etkileyen birçok neden bulunmaktadır. Fakat konu erkek infertilitesiyle birlikte değerlendirilmeli, yapılacak tahlil ve tedavilerde gereken aşamalar takip edilmelidir.
Çocuk isteyen tüm kadınların sağlıklı bebek sahibi olmaları dileğiyle 

YORUM YAZ