Bizim İzmir haber portalının değerli okuyucuları.
Bu hafta sizlere genç kız ve kadınları en fazla rahatsız eden sorunlardan biri olan tüylenmeden bahsedeceğim. Tüylenme veya tıptaki adıyla hirsutizm kadınlarda siyah kılların olmaması gereken yerlerde (bıyık, çene bölgesi, göğüsler arası ve etrafı,göbek altı orta hatta) büyümesi ve artmasıdır. Genel olarak ergenlikten itibaren üreme çağındaki kadınların yaklaşık % 5-8 kadarında tüylenme vardır.
Tüylenme genellikle yumurtalıktan, bazen de böbrek üstü bezinden salgılanan erkeklik hormonlarının (Androjenlerin) artmasıyla olur.Yumurtalıktan salgılanan erkeklik hormonu testesteron, böbrek üstü bezinden salgılanan erkeklik hormonları kısaltılmış adlarıyla DHEA ve DHEAS dir.
IDİOPATİK HİRSUTİZM
Tüylenmesi olan kadınların büyük bir kısmında kanda hormon düzeyleri normal olarak bulunacaktır. Buna İdiopatik Hirsutizm denir ve en fazla tüylenme nedenidir.. Kıl folliküllerinin testesterona(erkeklik hormonlarına) duyarlılığı armıştır.
POLİKİSTİK OVER SENDROMU
Polikistik Overli hastalarda genellikle bıyık, çene bölgesi, göğüsler arası ve etrafı, göbek altı orta hatta hafif tüylenme mevcuttur.
Tüylenmesi olan kadınların kan Testosteronu yüksekse bunların % 65-85 kadarında polikistik over sendromu bulunmaktadır.
Polikistik overler her 4 veya 5 genç kadının birinde gözlenmektedir.
Ultrasonografi ile her iki yumurtalığın içinde çepeçevre 3-5 mm çapında 10 dan fazla küçük kist gözlenmesi tanıyı koydurur.Bir çok olguda fazladan hormon tahlili yapılmasına gerek yoktur.
Polikistik over sendromlu olgularda adet kanamalarında gecikmeler, kilo alma ve tüylenme eğilimleri fazladır. Hormon düzeyleri normal veya farklı bulunabilir. Genellikle kan Testesteron düzeyleri biraz yüksektir.(yumurtalık çevresinde bahsedilen küçük kistler bu erkeklik hormonunu salgılar), LH /FSH hormonlar oranı bazen 2.5 üstünde E2, PRL,DHEA,DHEAS düzeyleri bazen yüksek olabilir.(hormon tahlili aç olarak kanda menstruasyonun üçüncü günü yapılmalıdır). Insülin Growth Factor 1 in yüksek olması nedeniyle şeker hastalığı (Diabetes Mellitus) riski fazladır ve bazı uzmanlar tedavide antidiabetik ilaçları kullanmaktadır.
Polikistik over sendromunda bulgular ergenlikten menopoza kadar devam edecektir. Adet ve yumurtlama düzensizliği sık görüldüğü için polikistik over sendromlu olguların sadece çocuk istedikleri dönemlerde yumurtlamayı destekleyici ilaçlar kullanmaları gerekebilir. Sadece kilo vermenin bile yumurtlama oranlarını %30 lara kadar arttırdığı bilinmektedir.
Şimdilik çocuk istemeyen polikistik overli olguların ise en iyi gebelikten korunma yönteminin doğum kontrol hapları olduğunun bilinmesinde yarar vardır
Doğum kontrol hapları yumurtalıktan normalde salgılanan her iki hormonuda(östrojen+progesteron) içerdikleri için ,hap kullananlarda menstruasyon düzenli olacak, ayrıca polikistik over sendromu olan kadınlarda yaşları ilerledikçe daha çok karşımıza çıkan (azalmış yumurtlama ve östrojen hakimiyeti nedeniyle), rahim iç zarında hiperplazi dediğimiz rahim iç zarı kanserine kadar gidebilecek değişiklikler doğum kontrol haplarının etkisiyle %50 oranda azalmış olacaktır. Ayrıca doğum kontrol hapı kullananlarda polikistik overli kadınlarda daha sık görülen basit kistlerin büyümesi ve bunlara bağlı ek risklerin oluşması %75 üzerinde oranda azalacaktır. Doğum kontrol haplarının over (yumurtalık) kanseri riskini %50, kolon (kalın bağırsak) kanseri riskini de %20-30 azalttığını vurgulamakta yarar vardır. Ayrıca menopoz öncesi kadınların yaklaşık yarısında gördüğümüz myomlar (rahimin iyi huylu urları) doğum kontrol hapı kullananlarda%30 daha az oranda ortaya çıkacaktır.
DİĞER TÜYLENME NEDENLERİ
Nadir görülen tüylenme yapan bazı yumurtalık kanseri türlerinde ise hızlı başlayan ve çok şiddetlenen tüylenme olacak ve Testesteron düzeyleri genellikle çok daha yüksek olacaktır.
Obesitenin de kadın tüylenmesinde çok önemli bir yeri olduğunu unutmamak gerekir.
Kadın yumurtalığından normal koşullarda belli bir oranda salgılanan tüylenmeden sorumlu Testesteron hormonu cilt altı yağ dokusunda iki kat güçlü hormon olan Dihidrotestesterona dönüşecek ve tüylenme daha da artacaktır.
Sadece kilo verilmesi bile tüylenmedeki artış hızını azaltacaktır.
Daha nadir görülen böbrek üstü bezinden kaynaklanan tüylenmede artış çok şiddetlidir.
Vücudun tüm bölgeleri bir erkeğinkinden fazla kıllanabilir, saçlar dökülür, sakallar çıkabilir. (Virilizasyon).Ayni zamanda ses kalınlaşması gibi diğer erkekleşme bulguları ortaya çıkabilir. Kan tahlillerinde ağırlıklı olarak böbrek üstü bezinden salgılanan DHEA ve DHEAS
hormon düzeyleri aşırı yükselmiştir. Böbrek üstü bezinin aşırı çalışması söz konusudur. Ultrasonografi veya Tomografi ile böbrek üstü bezi (adrenal) kökenli tümörler ayırt edilmelidir.
Tüylenmesi olan kadınlarda kanda düzeyi ölçülmesi gereken diğer hormon 17 OH PROGESTERON dur. Doğuştan veya sonradan edinilmiş bir enzimin (21-hidroksilaz) eksikliği nedeniyle ortaya çıkar. Androgenital Sendrom adı verilen bu durumda virilizasyon bulgularıyla birlikte klitoris hipertrofisi (klitorisin aşırı büyümesi)gibi kadın genital organlarında değişiklikler gözlenir.
Aşırı tüylenmeye bazen çeşitli nedenlerle kullanılan danazol, anabolik steroidler, kortizon, progesteron, fenitoin, diazoksid, siklosporin, streptomisin, minoksidil gibi ilaçlar da yol açar. Bunların bir kısmı androjen(erkeklik hormonu) etkisine sahip, bir kısmı da kıl büyümesini doğrudan uyaran ilaçlardır.
İlaçlara bağlı tüylenme genellikle kalıcı değildir ve ilacın kesilmesinden sonra birkaç ay içinde geriler.
Çok daha nadir olarak böbreküstü bezleri ve yumurtalıkların hormon salgılamasını düzenleyen, beyin ön bölümünde yer alan hipofiz adı verilen bir bezin aşırı çalışması Cushing ve Akromegali, Hipotroidi (guatr) gibi hastalıklara ve bunların belirtilerinden olan aşırı tüylenmeye yol açabilir
HİRSUTİZMDE TEDAVİ:
Tedavi altta yatan nedene yönelik olur.
Tedavide kozmetik uygulamalar ve ilaç tedavisi aynı anda veya farklı zamanlarda gerekebilir. Genellikle her iki yaklaşımdan da yararlanılmalıdır.
Kıl uzaklaştırıcı etkin uygulamalara rağmen henüz ideal bir tedavi metodu mevcut değildir.
Traş önerilmez. Ağda yapılabilir. En iyisi lazer epilasyon yapılmasıdır. Bu yöntemlerin ilaç tedavisi ile birlikte yapılması daha yararlı bir yaklaşımdır. Farklı modellerde ve farklı özellikleri olan lazer aygıtlarından hangisinin hangi kişilere hangi zamanda uygulanabileceği konuyla ilgili deneyimi olan bir dermatoloji uzmanı tarafından belirlenmelidir. Böylece lazer uygulaması ile ilgili bazen kalıcı olabilen ciltteki olumsuz komplikasyonlara karşı önlem alınmış olunacaktır. Kişinin cildine ve tüylenme tipine uygun lazer aygıtının seçilmesi tüylenmenin tedavisinde daha kalıcı sonuçlara ve başarıya ulaştırabilecektir.
Hirsutizm tedavisi sabır gerektirir. Kıl folliküllerinin yaşam süresi 6 aydır. Bu nedenle ilaç tedavileri ile etkinin görülebilmesi için tedavinin en az 6 ay süreyle devam etmesi gerekir. Hirsutizm genellikle ilaç tedavisiyle 6-18 ay boyunca azalır ve durgunluk dönemi içine girer.
15 yaşından menopoza kadar kullanılabilen düşük dozlu doğum kontrol hapları tüylenmenin ilaçla tedavisinde özellikle polikistik over sendromunda en uygun seçenek gibi gözükmektedir. Tüm doğum kontrol hapları tüylenme, akne ve sivilce tedavisinde kullanılabilir. Özellikle siproteron asetat, klormadinon asetat ve drospirenon içeren doğum kontrol haplarının kandaki androjen (erkeklik hormonu) düzeyini baskılamada diğer hormonları içerenlere oranla biraz daha başarılı olduğu görülmektedir.
. Doğum kontrol haplarını emzirme döneminde bile kullanmanın anne sütüne sakıncası olmadığı Dünya Sağlık Örgütü ve Amerika Birleşik Devletleri CDC(hastalık kontrol ve denetim merkezi)nin değerlendirdiği son kaynaklarda belirtilmiştir.
Sadece 35 yaş üstü fazla sigara içen, tromboz (bacakta derin damarlarda pıhtıyla tıkanma)tromboemboli (akciğere, beyine pıhtı atma) riski olan, yüksek tansiyon ve ileri derece şeker hastalığı olanlar kullanamaz.
Obesite (şişmanlık), varisler, troid hastalıkları (guatr)ve hepatit taşıyıcısı olmak doğum kontrol hapı kullanımına engel değildir. Antibiyotikler,mantar ve parazit tedavisinde kullanılan ilaçlarla birlikte doğum kontrol hapları güvenle kullanılabilir.
Rahim iç zarı ve yumurtalık kanserleri riskini azalttığını düşünürsek , doğum kontrol haplarının yıllar süren tüylenme tedavilerinde iyi bir tedavi ve çıkabilecek yeni tüylere karşı iyi bir korunma seçeneği olduğunu söyleyebiliriz.
Spironolakton, siproteron asetat, finasterid ve flutamid tedavide kullanılan diğer ilaçlardır. Polikistik over varsa metformin (antidiabetik) faydalı olabilir.
Sağlıklı günler dileğiyle