Yıllardan beri gitmek isteyip te bir türlü gidemediğim kent Gaziantep…
Bizimizmir Magazin okurlarını baştan çıkarmak ve eşiyle, arkadaşlarıyla kafa dinleyebilecekleri, kurtuluş savaşında Antepliler’in kahramanlıklarını izleyebilecekleri müzelerin yanısıra, Zeugma müzesini gezerek, kebabları ve tatlıları ile lezzet sarmalında kaybolacakları bir Antep kaçamağına sebeb olmayı isteğiyle fotoğrafladım, video kayıtları yaptım ve muhteşem ilimiz Gaziantep’i sizlere anlatmak istedim. Sürçi lisan olursa affola…
Evliya Çelebi’nin 347 yıl önce “Bu kenti anlatmaya ne dil, ne de kalem yeter?” dediği, Kültürün, tarihin iç içe geçtiği, Kurtuluş Savaşı'nda kahramanlık destanın yazıldığı, kadın elinin değişiyle yıldızı daha da parlayan Gaziantep’teyiz. Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in davetlisiyiz, İzmirli gazeteci arkadaşlarım Aynur Tattersall, Nurhayat Talay, Lütfü Dağtaş, Nihan ve Şafak İnce ile.
İLK DURAK İMAM ÇAĞDAŞ
1 saat 40 dakikalık uçuşun ardından İndiğimiz Gaziantep Havaalanında bizleri Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü'nden Burçin Eroğlu karşılıyor. Valizlerimizi minübüste bırakarak ilk durağımız İmam Çağdaş'ta alıyoruz soluğu. Kaşığı da kendisi kadar özel bir bakır tasta önce nefis ayran geliyor. Çorba’yı kebablar tek sıra takip ediyor. Finalde baklava ile karşı karşıyayız ama midelerde yer kalmamış kalmasına da Gaziantep’te sizi karşılayan baklavayı geri mi çevireceksiniz? Elbetteki hayır...
BAKIRCILAR ÇARŞISI
Yemekten sonraki durağımız ise Bakırcılar Çarşısı. 2011 yılında tüm çarşı baştan aşağıya yenilenmiş. Her yer şıkır şıkır. Çekiçlerin bakıra değdikçe çıkardığı sesleri dinleye dinleye, zaman zaman izleye izleye geziyoruz çarşıyı. Büyük bir özenle; adeta iğneyle nakış işlercesine bakırları desenleyen, şekil veren genci ve yaş almışıyla ustaları izliyorum. Hani, naylon kaba kacağa yenik düşen güzelim bakır tencereler, tavalar, tabaklar ve daha bir çoğu var ya. Şu anda gözümün önünden resmi geçit yapıyorlar ve içim acıyor…
ALMACI PAZAR
Yolumuzun devamı Almacı, ya da Elmacı Pazarı. Kokular, kokular… Antebe özgü peyniri, toz ve ince pul kırmızıbiberi, isot, nane, sumak, kekik, zerdeçal, zahter, kabağı, turşusu, patlıcan kurusu, nar ekşisi, pekmezi, simit bulguru, kırma zeytin ve de Antep Fıstığı. Hangi satıcının önünde dursanız hemen fıstık ikram edilir ve gelenek gereği itiraz edemezsiniz..
Büyükşehir Belediyesi Basın Danışmanı arkadaşımız Hüseyin Akay bir ara oturduğumuz Tahmis Kahvesi’nde (kahvenin dövüldüğü yer anlamına gelen Kıraathane) yanımızı uğruyor. Programı Başkan Fatma Şahin’den dolayı inanılmaz yoğun… Şahin, dur durak bilmiyor Hüseyin’in anlattığına göre…
TAHMİS KAHVESİ
Oturduğumuz tarihi Tahmis Kahvesi’ni işleten Mehmet Hilmi Bağcı, mekanın Mevlevihane’ye gelir sağlamak amacıyla 1638 yılında Türkmen ağası Mustafa Ağa tarafından yaptırıldığını söylüyor. Bir rivayete göre 4. Murat'ın Bağdat seferi sırasında burada dinlenmiş ve kendisine kahve ikram edilmiş. İki katlı binanın üst katında Mustafa Kemal Atatürk'ün resmi ve Gaziantep'in Bey Mahallesi'ne kayıtlı nüfus cüzdanı duvarları süslüyor. Mehmet Hilmi Bağcı, Kurtuluş Savaşı'nda kahramanların karargah olarak kullandığı mekanı oğlu Selim Bağcı ile birlikte işletiyor. Mekanda menengiç ya da melengiç kahvesi de dibek kahvesi kadar ünlü olan ve beğeniyle tüketiliyor. Köken olarak sakız ağacı kökeninden gelen, fıstık ağaçlarının aşı görmemiş hali olarak da bilinen ve meyveleri sevilerek tüketilen, oldukça faydası olan menengiç, elde edildiği bölgelerde “çedene”, “bıttım”, “çıtlık” ve “çitlenbik” gibi isimlerle tanınıyor. Kafein barındırmamasının yanısıra demir, magnezyum, fosfor, sodyum, potasyum, kalsiyum, E vitamini, B vitamini, selenyum ve çinko gibi örneklendirilebilecek pek çok faydalı içerikleri de barındırıyor. Menengiç’i anlatırken Yaban kekiğinden yapılan Zahter çayını da unutmamak gerek.
MSM MUTFAK SANATLARI MERKEZİ
Akşam durağımız MSM yani Mutfak Sanatları Merkezi. Gaziantep’in yüz akı alanlarından Mutfak Sanatları Merkezi’nde tabaklar, servisler özel dizayn… Servis tabaklarından Çingene kızı Zeugma’nın gözü bizde, siz oturursanız sizde olacak. Hüseyin Akay, MSM’nin Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından bir yıl önce evlerde yapılan yemekleri gün yüzüne çıkarmak ve özel tarifleri yaşamasını sağlamak amacıyla hayata geçirildiğini söylüyor. Evlerde yapılan yemekleri gün yüzüne çıkarıp, özel tariflerin yaşamasını sağlarken, iyi ustalar yetiştirmek ve istihdam yaratmak amacıyla Gaziantep Büyükşehir Belediyesi bir yıl önce hizmete açmış MSM’yi…
Şef Mehmet Çavdar yönetiminde güçlü bir ekip var mutfakta ve restoranın görülen yüzü kadar temiz.
Mönü fena… Yok yok. Ekşili Malhıta Çorbası ile başlayan yemeklerin isimleri de hoş. Haşlama içli köfte, yuvalama, fıstıklı dolangel, öz çorba, damat dolması, simit kebabı, avrat salatası, şivezdiz ve daha neler…
Bey Konağı’ndaki odalarımız çok güzel. Melemen’inden çeşit çeşit peynirlere, domates, biber, bal, reçel, üstüne üstlük bir de katmerin yer aldığı kahvaltı ise bir başka güzel…
Hizmet verenlerin yüzünde güller açıyor…
Yemek sırasında kalabalığa karşın uğultu ya da gürültü olmaması dikkatimi çekiyor. İncelemeye başladığımda üç günlük gezimiz sırasında gittiğimiz renstoranların çatılarının hepsinin çok yüksek olduklarını görüyorum…
BAKLAVA DİYARI
İkinci gün İmam Çağdaş’ın üretim bölümüne geçiyoruz ve adeta bir fabrikaya girmiş gibi hissediyoruz. Ustaların kontrölünde çalışan bir ordu var adeta. Yoğuran, açan, fıstıklayan, pişiren, şerbetleyen ayrı… Çarşıyı gezmeye devam ediyoruz.
ALIMLI GİYİNENLERİN GÖZDESİ
Gümrük handaki gezimiz sırasında tanıştığımız Kutnu ustası Muhittin Eldemir, Gaziantep yöresine özgü kumaş türü Kutnu’nun döneminde, geleneksel tezgahlarda dokunduğunu ve pek çok insanın ekmek kapısı olduğunu anlatıyor Son yıllarda unutulmaya yüz tuttuğunu söyleyen Eldemir, “katıldığımız uluslararası etkinliklerde bu kumaşımızın, dolayısıyla zanaatımızın tanıtımı için çaba harcıyoruz” diyor. Kutnunun ipekli dokuma türü olduğunu, eskiden Anadolu’da özellikle alımlı giyinmek isteyen insanların düşlerini süslediğini, kız istemeye giderken götürülmesinin kıza ve ailesine değer verdiğinin göstergesi olduğunu, ayrıca Anadolu Selçuklularından sonra Osmanlı döneminde Osmanlı padişahları tarafından da kaftan diktirilirken kullanıldığını ekliyor.
Eldemir’in verdiği bilgiye göre; kutnuculuk, ipeğin çeşitli boyalara defalarca batırılıp kendisine özgü renk ve motifler verilerek yapılan bir dokuma türüdür. Kutnu kumaşı; kutnu ve alaca olmak üzere ikiye ayrılıyor. Mecidiye, hindiye, zincirli, kemha, darcı, sedefli, mekkavi, kürdiye, cütari, rehvancıoğlu, kırkalem, sultan, Osmaniye, mehtap, mercan, sedyeli, çiçekli olmak üzere altmıştan fazla çeşidi bulunan kutnuda egemen renk ise sarı.
ŞAHİNBEY MİLLİ MÜCADELE MÜZESİ
Gaziantep’te başta ünlü Zeugma Mozaik Müzesi olmak üzere değişik alanlarda pek çok müze var ama Gaziantep’e yolu düşecek olanlar mutlaka Gaziantep’in en özel müzesi Şahinbey Milli Mücadele Müzesi’ni gezmeli. Fransız işgal yıllarında Anteplilerin aylarca süren kahramanlık mücadeleleri bu müze aracılığıyla, evlerin altındaki mağaralarda çok güzel biçimde anlatılmış. Müzenin bulunduğu bölge geleneksel Antep evleriyle dolu. Yerüstünde önünden geçtiğimiz görkemli taş evler kadar yer altındaki mağaraların varlığı ayrı bir heyecan. Everin altında bulunan mağaralar insan eliyle farklı dönemlerde oluşturulmuş. Mağaraların çeşitli kollardaki uzantıları ise birbirine bağlantıyı sağlıyor.
Ayrıca gezilmesi gereken Gaziantep Zooloji ve Doğa Müzesi, Emine Göğüş Gaziantep Mutfak Müzesi, Bayazhan Gaziantep Kent Müzesi, Gaziantep Savunması ve Kahramanlık Panoraması müzesi, Gaziantep Oyun ve Oyuncak Müzesi, Atatürk Anı Müzesi, Hamam Müzesi de var…
Yoğun geçen gün, yine lezzetli bir akşam yemeği şöleni ile son buluyor.
Gaziantep’te son günümüz. Kahvaltının ardından bu kez, keyifle açılan, keyifle pişirilen ve keyifle yenilen, baklavanın rakibi Katmer Workshop’undayız. İşine aşık insanlar ince açılmış hamura bol fıstık, araya kaymak doldurarak pişime uğurluyor. Zekeriya Usta’nın işine aşık oğlu Mehmet Özsimitçi, dededen toruna intikal eden mirası yaşatma çabasını keyifle anlatıyor. Mehmet Usta Dünyayı gezip katmeri nasıl tanıttığını anlatıyor.
Mihmandarlığımızı yapan Burçin Eroğlu’nun bizi gezdirdiği yerlerden biri de Pişirici Kasteli oldu. Kasteldeki güvenlik görevlisinin kasteli yaşarcasına anlatışı, verilmeden alınan bir görevin sergilenişiydi…
Şiir gibi bir üç gün, edinilmiş dostluklar, işine aşık insanlar
Gaziantep…
Ekonomisi son 15 yılda ortalama % 7.1 büyüyen Türkiye’nin en dinamik ve rekabeti şehri… Dünya Bankası En Rekabetçi Şehirler Bilgi Bankası Projesinde en rekabetçi 7 şehirden biri olarak açıklanan Gaziantep ekonomik gelişme konusunda başarılı ve ilgi çekici olarak değerlendirilmiştir.
857 milyar dolarlık GSYİH ile dünyanın en büyük 17. ekonomisi olan Türkiye’nin üretim ve ihracat merkezi Gaziantep, 2 milyona yakın nüfusu ile ülkenin en büyük 8. Şehridir.
Nüfus yoğunluğu bakımından ise 4. Sırada yer alan Gaziantep nüfusunun % 73’ü çalışma yaşındadır.
5 Organize Sanayi Bölgesindeki 950 fabrikada 130 bin kişinin istihdam edildiği Gaziantep; serbest bölge ve küçük sanayi siteleri ile de büyük üretim potansiyeline sahiptir.
Türkiye’nin en büyük organize sanayi bölgesinin yer aldığı Gaziantep 6,5 milyar doları aşkın yıllık ihracatı ile tek başına dünyanın 170 ülkesinden daha fazla ihracat gerçekleştirmektedir.
Makine halısı başta olmak üzere gıda, tekstil, kimya, mobilya ürünlerinden oluşan ihracatın büyük bölümü AB ve Ortadoğu ülkelerine gerçekleştirilmektedir.
1.300’ü aşkın yabancı firmanın faaliyet gösterdiği Gaziantep, Dünya Bankası İş Yapma Raporuna göre ortalama 6,5 günde şirket kurulabilen iş dostu bir ortam sunmaktadır.
Yabancı firmaların kolaylıkla üretim ve ticaret yapabilmesini sağlayacak uluslararası düzenlemelerin geçerli olduğu şehirde güçlü ticaret altyapısı ve rekabetçi yatırım koşulları mevcuttur.
Gaziantep’teki 3 üniversitede 60 bine yakın öğrenci, bazıları İngilizce olan bölümlerde öğrenim görmektedir.
Üniversite-Sanayi işbirliğinin sağlandığı 2 Teknoloji Geliştirme Bölgesinde yer alan veya kendi bünyesinde Ar-Ge merkezi kuran firmalar, Devlet tarafından sağlanan özel teşviklerinden yararlanabilmektedir.
Çalışkan ve girişimci halkının ilham kaynağı, tarih boyunca topraklarında birçok medeniyeti barındıran Gaziantep’in binlerce yıllık tarihi ve zengin kültürel birikimidir.
Antik şehirleri, restore edilen tarihi eserleri, tematik müzeleri, gelişmiş hizmet altyapısı ve lezzetli yemekleri ile Gaziantep, 2017 yılında 1,5 milyon turisti ağırlayan destinasyon merkezidir.
Üyesi olduğu UNESCO Creative Cities Network ile şehrin gastronomik zenginliği tescillenmiştir.
Bölgenin Sağlık üssü konumundaki Gaziantep, her gelir düzeyine hitap eden yaşam alanları, modern eğitim tesisleri, şehir yaşamının ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik sosyal imkanları ile güvenli ve huzurlu bir şehirdir.
Coğrafi konumu sayesinde 2.640 saat/yıllık toplam güneşlenme süresi ile önemli ölçüde güneş enerjisi potansiyeli taşıyan Gaziantep’te yenilenebilir enerji projeleri hızla artmaktadır.
Uluslararası uçuşların yapıldığı havaalanı, karayolları, demiryolu bağlantıları ve şehir içi gelişmiş ulaşım sistemleri ile lojistik merkez olan Gaziantep’ten tüm dünyaya kolayca ulaşılabilmektedir.
Tarihi İpek Yolu üzerine kurulu, sanayi, kültür ve gastronomi şehri Gaziantep eşsiz kültürel mirası ve ticaret birikimi ile parlıyor. Tıpkı bir yıldız gibi…
3 gün Gaziantep
30 Haziran 2018- 0
- 4.412