Yanlış hatırlamıyorsam yıl 1992 idi..
Müzisyenlik yaptığım dönemlerdi. 14 yıl aralıksız olarak müzik yönetmenliğini yaptığım EFEM Ege Folklor Eğitim Merkezi ile birlikte İngiltere'de düzenlenen bir festivalde vatandaşı olmaktan onur, gurur duyduğum Türkiye Cumhuriyeti adına görevliyiz
Ben ve şu anda bankacı olan Murat Taşkın, iki çocuğu bulunan polis ve öğretmen eşin konuğuyuz. Şeker mi şeker, son derece örnek bir aile
Sabahları ilköğretim okulu öğrencisi çocuklarının kahvaltısında bahçesinin kenarlarında bulunan böğürtlen benzeri bir bitkinin meyvelerini toplayıp sıkarak çocuklarının içeceklerine katarak onları kola benzeri içeceklerden uzak tutan bir anne.
Gösterimizin olmadığı bir gün aile bize bulunduğumuz bölgenin kuzeyinde deniz kenarına düzenledikleri gezide bizi bir hayat dersinin beklediğini bilmiyoruz. Balık ve garnitürün ardından meşrubatımızı içerken yükselen müzik sesiyle bir anda dikkatimiz sesin geldiği sokak yönüne döndü ve müziği önce gelen grubu beklemeye koyulduk. Polis ev sahibimiz gelenin bir folklor grubu olduğunu söylüyordu ama gele gele, palyaço benzeri bir topluluk gelmesin mi?
Gayri ihtiyari güldüm ve gözgöze geldiğim polisin sözleri, bize yıllar sonrası için müthiş bir dersti
"Gülmeyin" diyen polis "Gülmeyin. Çünkü eğer folklörünüze sahip çıkmazsanız siz de palyaçoları folklor olarak algılayacaksınız ve folklör ekibimiz diye sunacaksınız" diye devam etmişti
Türkiye'ye dönüşümüzde uzun süre düşündüm. 15 yıl kadar bir süreçte maalesef Türkiye'mizde şov amaçlı ve ağırlıklı olarak belirlenen bir kıyafetle dans eden Sultans of the Dance" ardından "Anadolu Ateşi" isimleriyle dans toplulukları okullara ve halk eğitim merkezlerine örnek teşkil etmeye başladı
Bizim kopyacı yapımız bir gösteride sergilenen yöre sayısı kadar kıyafet giymek yerine kolaya kaçarak palyaço benzeri kıyafetlerle sahnelerde boy göstermeye başladık. İngiliz Polis haklı çıkıyor du
Okul gecelerinde gördük, okulların halkla açık alanlarda yaptıkları gösterilerde gördük.
Bir süre önce ise Karşıyaka Halk Eğitim Merkezi'nin Bostanlı Açıkhava Tiyatrosu'nda sergiledikleri yıl sonu gösterisinde yinelenmiş haliyle gördüm, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı- Halk Eğitim Başkanı Adnan Atakav, Karşıyaka Milli Eğitim Müdürü, Halk Eğitim Merkezi Müdürü ve Müdür Yardımcıları gördü, salonu dolduran insanlar gördü ve derneklere uzun süre emekler vermiş gerçek halk oyuncuları gördü
Sahnede tek tip kıyafetle çeşitli yörelerden sergileyen bir topluluk vardı (Önceki yıl da aynı halk eğitim merkezi aynı sahnede Üsküp kıyafeti ile Ege yöresi oyunlarını sergilemişti ve ben merkez yetkililerini ve halk eğitim başkanının dikkatini çekmiştim.)
Halk oyunlarına ve müziğinine 30 yılını vermiş biri olarak beni üzdü, içimi parçaladı. Gösteriyi gözlerinden fışkıran alevlerle izleyen Erdoğan Erten ile eşi Gönül'ün de içini parçaladığını ağızlarından duydum
Bu görüntü, Milli Eğitim ve Halk Eğitim Merkezi yöneticilerini üzmedi, ezmedi, gururlandırdı. Eğer ezse idi, geçtiğimiz yıl ki gösteri de de tepki verdiğim İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı- Halk Eğitim Başkanı Adnan Atakav'dan da bir tepki "gelir di" ve en azından tanık olduğumuz Karşıyaka Halk Eğitim Merkezi yetkililerinin dikkatini çekerdi..
İzlediler, yapılanın doğruluğuna yanlışlığına bakmadan alkışladılar. Çünkü onlara göre Halk Eğitim Merkezi hazırladığı gece ile başarılıydı
Oysa bu işin emekçilerinden biri olarak yapılan yanlışlığı bir önceki yıl da sn. Atakav'a aktarmıştım demek ki kulaklarının yanından teğet geçti gitti, oysa gitmemeliydi. Çünkü Halk Eğitim Merkezleri halkın, eğitildiği noktalardır, dağıtıldığı değil
Dejenerasyonun okullardaki en son örneğini ise aalesef okullarda da görmeyi sürdürüyoruz ve yapılyan doğruymuşçasına alkışlıyoruz. Nasıl mı? Bir örnek te Kalder'in Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi'nde düzenlediği bir etkinlikle Karşıyaka'dan bir okul öğrencilerinin yaptığı gösteriydi. Milli Eğitim yetkilileri yine izledi sadece.
Garip kıyafetler hazırlanan bu öğrenciler, işin kurnazlığına ve kolaylığına kaçan öğreticilerin kendilerine öğrettiği paçal bir halk oyunları gösterisi sergilemesi bana İngiliz Polis'i anımsattı ve birilerinin dikkatlerini çekmek istedim
Zararın neresinden dönersek, neresinden toparlamaya çalışırsak kardır diye düşünerek öncelikle sayın İzmir Valisi M. Cahit Kıraç, İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Ragıp Üye sizleri bu konuya el atmaya, okullardaki sözüm ona halk oyunları çalışmalarından, neredeyse dereceye gireceklerin belli olduğu halk oyunları yarışmaları ile ilgili sıkı bir çalışma gerekiyor