Sayın Kocaoğlu, artık şehre inin...

  • 0
  • 3.635
Yazı Boyutu:

 Aziz Kocaoğlu benim hemşerimdir…

Son derece dürüsttür ve dürüstlüğü konusunda kesinlikle bir kuşkum bulunmamaktadır…


Ama, bir kentin yönetimini üstlenen kişi için bu bir erdem değil bir zorunluluktur ve iki de bir bunu dile getirmenin de gereği yoktur…


Yöneticiliğin kitabında küsmek, darılmak, ağlamak sızlanmak yerine ya sorunlara ya çare üretecek, çözüm bulacaksın ya da; eskilerin deyimiyle ‘Ya bu deveyi güdeceksin, ya da alıp başını gideceksn” hesabı çekip gideceksin…

 ****

 Uzun bir aradan bu yana İzmir’in bütün köylerini gezdiniz, “En büyük Başkan” tezahüratlarını dinlediniz ve size büyük moral oldu…

Elbette ki bunlar çok güzel şeyler ve o köy, o köylüler bizim köylümüz...

Ama farkında olmadığınız şeyleri farkedin artık istiyorum…

Çünkü bir şeyler ters gidiyor kentte….


Üstelik inanamayacağınız kadar…


Onun için köylüyü de boşlamadan şehre inin artık….


Çünkü bu şehirde bir basın mensubundan ziyade, bir vatandaş olarak beni de çok rahatsız eden şeyler var…


 Ne mi?


İşte size birkaç örnek:
Bir sokağın kanalizasyon borusunu değiştirmek için kazan bir müteahhitin ekibi, su borusunu patlatıyor, bununla ilgili ilgili yerlere acil haber verip en büyük ihtiyacımız olan suyun boşa akmasına engellemiyor, ya da haber vermesine karşın bu bu iki gün boşa akıyorsa…
(Bu olayın en canlı tanığı benim. Cuma günü 569 sokak sakinlerinden birinin İZSU’yu arayıp ihbarda bulunmasının ardından suyun ertesi gün de boşa akmasından rahatsız olarak bu kez ben İZSU’yu aradığımda telefonu açan hanımefendinin “ihbar alındı. Gereken yapılacak” cevabın karşılık Pazartesi gününe kadar o suyun boşa akması bir tesadüf mü dür? Yoksa çalışanlar tarafından kulak arkası mı edilmiştir)


Aynı sokakta boruların yenilenmesinin ardından günlerce betonu atılmayıp, betonu atılmasının ardından yine uzun günler astvaltlanmaması da sizce garip değilmidir…


İzmirgaz’ın gaz borusu döşemesinin ardından kazdığı ve yağan bir yağmurun ardından çukurlarla dolan bu bölümler bir türlü asvaltlanmıyorsa (Yaptığımız araştırmaya göre nasıl bir sistem se; İzmirgaz’ın hizmet götürmenin yanı sıra para kazananmasını sağlayan borularını döşemek için kazdığı çukurları İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kapatması gerekiyormuş…)


579 Sokak ile Dumlupınar Caddesi’nin kesiştiği noktaya (Hangi mühendislik aklıysa ki, yüksek araçlar aslanlar gibi bu kaldırımı aşarak kavşak varmış gibi davranarak sola ya da sağa dönüyor, ya da Kipa'nın önündeki kavşaktan ters yöne bile girme riskin göze alıyor. Buna resmi araçlar da dahil) kavşak yapmak yerine kesintisiz yol yaparak ralli meraklısı olanlara sağlanan olarak bir ya da birkaç candan sonra mı düzeltilecek…


Yaklaşık üç aydan bu yana yine bahsettiğim nokta da kaldırım, asvalt sürekli sökülüp dikiliyor sa…


Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’nün üst yanında bulunan 1378 sokağın iki yanında bulunan engelli geçişlerinin defalarca şikayet edilmesinin ardından danışmanınız Konak eski Belediye Başkanı Muzaffer Tunçağ tarafından görüntülenene kadar uzun bir süre yapılmıyorsa ve yapan ekip sıkılmadan “bizi şikayek mi ettiniz” diye ukalalık taslıyorsa…


Konak’ta bulunan Atatürk Kültür Merkezi’ne konser vermek için gelen; özellikle kostümle gelen hanım sanatçılar ve gerek gösteri yapmaya gerekse izlemeye gelen küçük öğrencileri mağdur ederek (lütfen bağışlayın ve inanmamanız halinde AKM Müdürü Serpil Zeytin’e ve diğer AKM yetkililerine sorunuz.) hem kendinize, hem ailenize hem de belediyeye ağza alınması mümkün olmayan küfürler, beddualar ediliyor. (Buna bizzat tanık oldum.) belediyeye ücret ödeyerek park ettiği alan özellikle belediyenin Park ve Bahçeler Müdürlüğü araçları başta belediye araçlarına açılarak ne kadar sanat ve sanatçı dostu belediye olduğunuz gösteriliyorsa…


Sizce de ters giden birşeyler yok mu?


Bence var ve büyük boyutlarda

Velinimetimiz olan köylümüzü gönüllerken (Tabii ki onları da gönülleyiniz ama başkanlığını üstlendiğiniz bu kente gözünüzü kapatıp kulağınızı tıkamayın artık. “Başkan Çok Yaşa” demeselerde partinize oy vererek seçilmenizi sağlayan kentin ortasındaki yaşayan bu insanları unutmayın lütfen. Kırılıyor, adam yerine konulmamanın üzüntüsünü yaşıyorlar…


Sevgili başkan, kentin içinde hiçbir şey güllük gülüstanlık değil…


Kentte yaşam savaşı veren esnaf hiç mutlu değil…


Ve çok acı ama sizin yönetiminizden de mutlu değil...


Eğer size kentin insanının mutlu olduğu bilgisini getiren varsa bilin ki, size yalan söylüyorlar…


Otobüsleri ve vapurları erkenden kapatmanız başta kentte yaşayan insanların sıkıntıları var, yaşamı erkenden öldürdüğünüzü düşünüyorlar...

Kemeraltında, Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde ortalık işportacıdan geçilmiyor…
(Lütfen diğer günleri boşverin sadece Cuma ve Cumartesi akşamları, geceleri Kıbrıs Şehitleri Caddesi’ni dolaşın bakın neler göreceksiniz… Yaydıkları naylonlar üstüne tezgah açan İşportacılar yetmiyormuş gibi firmalara ait motosiklerler, ticari taksiler, özel otolar cirit atıyor


Ortalık korsan otoparkçılardan geçilmiyor…


İkinci kordonu park yapanlar rahat etsin, korsan otoparkçılar içki parası  kazansın diye mi tek yön yaptınız…

 

Başkanım İzmir’in içinde hiçbir şey 4x4 değil. 4’ü var ama diğeri CIRT…


Bu yazdıklarım İzmir’in içiyle ilgili yazılacak, çizilecek konulardan, şikayetlerden bir kaçı…


Hemşeriniz olmanın ötesinde bu kentte yaşayan, bu kente gönül vermiş biri olarak sizden ricalarım var…


Akıl vermek haddime değil…


Birgün köye gidiyorsanız 5 gün kenti dolaşın çünkü kentte daha çok insan yaşıyor..


İZSU ve İZELMAN başta, belediye çalışanlarının yaptıklarını, ihale verdiğiniz müteahhitlerin işleri ne kadar savsakladığını, ne kadar kaliteli yaptığını kendi gözlerinizle bir de siz görün…


Esnafın sorunlarını dinleyin, onlara sevginizi gösterin…


Mahallelerde ekipler kurun. İşleri savsaklayanları belirlesin, fotoğraf veya videolarla kanıtlayacak şekilde olmak koşuluyla ihbarda bulunsunlar. Avrupalı olmaya çalışan Türkiye'nin İzmir'in de Avrupa'da  olduğu gibi halkı, halkın zabıtası yapın…


Önce esnafıyla, memuruyla, işçisiyle, kısacası halkla bütünleşerek onların yanın da olduğunu gösterin ve sonra aday olduğunuzu açıklayın, ya da Allah’ınızın aşkına bu kenti rahat bırakın, aday falan olmayın çünkü nasıl olsa avuçlar yalanacak…


Çünkü çok güvenilen KALE’nin “K” harfinin bile kalmadığını görmek için seçimi beklemek gerekmiyor başkanım insanlar hizmete aç…


Umarım beni anlayacaksınız…

YORUM YAZ