“Sanat kültür endüstrisinin denetimine girip tüketim malları arasına karıştığından beri, şen yanı da yapay, sahte ve efsunlu hale gelmiştir.
Şen olan hiçbir şey, keyfi biçimde tertip edilmiş olanla uyuşamaz. Neşenin doğayla olan barışçıl ilişkisi, doğayı manipüle eden ve hesaba vuran her şeyi dışlar... Bugün karşılaştığımız neşe örnekleri hep örnekle gerçekleştiği için bozulmuş ve çarpıtılmıştır.” Theodor W. Adorno
Ekim ayında Joker’in devam filmi olan “Joker: Folie à Deux” vizyona girecek. Todd Phillips’in yönetmenliğini yaptığı filmde, Joaquin Phoenix ve Lady Gaga başrolleri paylaşıyor. Lady Gaga aynı zamanda filme eşlik eden “Harlequin” isimli bir albüm çıkardı. Gaga, albüm tanıtımı ve Louvre Müzesi ile işbirliğini duyurmak için Joker’in ön izlemesi kabul edilen bir video yayınladı. Youtube ve Instagram’da yayınlanan bu videonun son sahnesinde Mona Lisa’ya Joker’in sırıtmasını anımsatan kırmızı rujla bir ekleme yapılıyor. Bunun ardından Louvre Müzesi’nin Instagram hesabında da profil fotoğrafı kırmızı rujlu Mona Lisa olarak değiştirildi.
Daha önce Beyonce ve eşi Jay-Z’den oluşan duo The Carters, Louvre Müzesi’nde Apeshit isimli şarkılarına klip çekmişlerdi. Bu video sayesinde 2018’de 30 yaş altı ziyaretçi sayısında yarıdan fazla bir artış olduğu belirlenmişti. Hatta Apeshit klibinde görülen sanat eserleri merkezli bir tur dahi düzenlenmişti.
İki klipte de ortak yer alan eserlerden olan Mona Lisa tablosu, La Gioconda veya La Joconde olarak da biliniyor. Leonardo da Vinci tarafından resmedilmiş yağlı boya bir portre olan tabloda; kadının yüzündeki belirsizlik ve başka gizemler sebebiyle yıllardır birçok şehir efsanesi dolaşıyor. Eserden ayrıca dünyanın en ünlü tablosu olarak bahsediliyor ve Louvre Müzesi’nde önünde hep fotoğraf çeken bir insan yığını bulunuyor.
Louvre Müzesi’ndeki kalabalıktan ve sanat eserlerini yeterince inceleyememekten önceki yazımda bahsetmiştim. Ama Mona Lisa özellikle sanat eserinden çok, bir objeye bakılıyor hissini yaşatıyor. Fotoğraf çekilmesi, sosyal medyada paylaşılması çağın normali… Ancak bazı eserlerin popüler kültür öğesine dönüşmesi tesadüf değil. 19. yüzyılın başından itibaren, kültürel etkinlikler ekonomiye bağımlı hale gelerek; popüler kültür, kitle kültürü gibi kavramlar oluşuyor. Kültür endüstrisinin amacı; bireylerin tek tipleşmesi… Ki bu sayede daha az maliyetle daha çok kazandırabilsin. Aynı zamanda kültür endüstrisi bireylerin boş zamanlarında da yapacağı aktivitelere karar vererek; aynı kültürün tüm toplumlarda geçerli olması amacını taşıyor.
Kapitalizm öncesi henüz üretici ve tüketici grupların oluşmadığı dönemlerde, yapılan etkinlikler toplumun her kesiminden bireyin katıldığı dini, eğlence veya sanat amaçlı organizasyonlardı. Üretici ve tüketici grupların oluşmasıyla ise, sanatın kendi içinde bir bütünlük sağladığı organizasyonlar son buluyor. Sanatsal etkinlikler ekonomiye bağımlı duruma geliyor. Kültür endüstrisinin bu bağlamda oluşturduğu yapı, toplumdaki bireylerin aynılaşarak benzer zevklere sahip olmasını içeriyor. Bireylerin boş zamanlarının kontrolü de bu sebeple önem taşıyor.
Kültür endüstrisi, kapitalist hareketin etkisiyle sanatın bir tüketim malı haline gelmesine sebep olmaktadır. Bu değişimle birlikte, sanatın toplumsal ve bireysel anlamda içeriği değişmektedir. Louvre Müzesi’nin veya Mona Lisa’nın, pop kültürüne ait müzik kliplerinde veya film tanıtımlarında kullanılması; eserlerin izleyici tarafından algılanmasını etkilemektedir. Buna bağlı olarak da sanat eserlerinin, geleneksel sanatta yer alan özellikleri taşıyıp taşımadığı veya izleyici tarafından algılanmasının değişimi tartışma konusu olmaktadır.
Sanat, özgünlüğünü ve biricikliğini korumasının yanında; kültür metası haline geldiğinde “aura”sını kaybedebilir. Ancak popüler kültür öğesi olarak yer almasının engellenmesi de “çağın gerisinde kalma” durumunu yaratacaktır. Sanat ve popüler kültür arasına mesafe koymak; çağın kavgası “tin ile kapitalizm değil, kapitalizm ile proleterya arasındadır” sözü ile özetlenebilir.
Joker, Louvre ve Sanat
07 Ekim 2024- 0
- 584