İnsanın içine işleyen, “Şu dağlar kömürdendir”, “Dağlar seni delik delik delerim” diyerek insanın içini delen türküleri, “Akarsu’yum yansam da, kül olup savrulsam da, bazı bazı gülsem de yine gönlüm hoş değil” diyerek Sivas Madımak Otel katliamında hayatını yanarak kaybeceğini yıllar önceden anlatan ozan Muhlis Akarsu dahil bir çok ozanın söylemlerini, deyişlerini en güzel şekilde yorumlayan Belkıs Akkale konuğumuz…
80’li-90’lı yıllarda İzmir Enternasyonal Fuarı’nda, gazinolarda sahne alırken kendisine eşlik eden sazlar arasında yer aldığım Akkale’yi gazeteci olarak Bizimizmir’imizde ağırlamak ta ayrı bir keyif…
Mehmet KURT: Sevgili Belkıs Akkale, yaşıt olduğumuz için abla ya da kardeşim demeyeceğim. “Bacım hoş geldin” diyeceğim kısaca. “Bizimizmir’e safalar getirdin”
Belkıs Akkale: Hoş buldum. Her şeyden önce güzel İzmirimizin, yaşamımda çok özel ve önemli bir yeri var. Çok sevdiğimi belirtmek isterim. Beni sayfalarına taşıyan ''Bizim İzmir Magazine'' Ve de eski dost (eski dost düşman olmazmış) Mehmet Kurt kardeşime yürekten teşekkür ederim.
MK: Türkülerle nasıl tanıştınız, sizi kim keşfetti? Türkü söylemeye nasıl karar verdiniz? Müzikal eğitimden, TRT maceranıza, Devlet Solist Sanatçılığı’nıza, türkülerle dolu maceranızı anlatmanızı isteyeceğim?
BA:1954 yılında İstanbulda doğdum. Annem ve babam evimizin bir odasını atölye olarak kullanarak terzilik yapıyordu. Radyo devamlı açık olur ve de hep türküler dinlenirdi, hatta babamın sesi de çok güzeldi ve yöresinin türkülerini de halk kültürünü de çok iyi biliyordu. Yani temel sağlam dı. Türkülere olan ilgim aile içinde başlamış oldu.
Daha İlkokul’dayken dönemin sanatçılarının türkülerinin tümü kadar geniş bir repertuarım oluşmuştu ve öğretmenim özel günlerde şiir okutur türkü söyletirdi. Bende bir şeyler keşfetmiş olacak ki ailemi ikna ederek müzik eğitimi almamı sağladı.
Büyük müzik adamı merhum Sadi Yaver Ataman'dan 7 yıl aralıksız ders alarak müzik hayatım başlamış oldum. Daha sonra İstanbul Belediyesi Halk Müziği İcra Heyeti’nde 2-3 yıl çalıştım. Bu zaman dilimi içerisinde ailemin iflas etmesinin ardından sürdürmeye çalıştığımız zor yaşam beni sahneye mecbur etti. Ankara'ya taşındık. Sahne çalışmalarım başladı, bu arada Ankara Radyosu halk müziği şube müdürü merhum Mustafa Geceyatmaz'ın davetiyle Ankara Radyosunda kurum dışı sanatcı olarak görev yaparken bir yandan da kaset ve plak çalışmalarını sürdürdüm. 1982 yılında yapmış olduğum DADEY ismini verdiğimiz albümle türkü severlerin sevgisini kazandım. 1994 yılına kadar, halkın oylarıyla bir çok kurum ve kuruluş tarafından yılın sanatcısı ödülüne layık görüldüm. Toplam 30 albüm 9 sinema filmim var.
1990 yılında kültür bakanlığında solist sanatcı olarak göreve başladım 16 yıl sonunda zorunlu olarak emekli olmaya mecbur kaldım. Devlet Solist Sanatçılığına gelirsek; 1997 yılında 'Devlet sanatcısı' ünvanını kabul etmedim, ret ettim. Bunun nedeni halkın sanatcısı olmayı benimsediğim içindir. Halkın sanatcısı olmak çok benim için daha değerliydi.
MK: Türkü Denince Belkıs Akkale, Belkıs Akkale denince Türkü akla geliyor. Sizce bunun nedeni?
BA: Türkü denince akla gelebiliyorsam ne mutlu. Benim için bundan güzel bir şey olamaz. Bunun nedeni türkülerin özünü bozmadan, sadık kalarak benden sonraki kuşaklara aktarmak istememdir. Günümüzde türkülerimiz maalesef çoğu zaman özü bozularak icra ediliyor bu beni çok üzüyor. Bir kuşak iki kuşak sonra türkülerimiz özünü yitirmiş olacak.
MK: Türkü sözcüğünü nasıl tanımlar sınız?
BA: Türkü sözcüğü çok şey anlatır. Geçmişimiz, geleceğimiz olan türküler bizi bize anlatır. Türkülerde gurbet vardır, hasretlik vardır, sevda vardır, haksızlıkların önüne set çekmek vardır. Türküler beye paşaya boyun eğmez. Kısacası türkülerde bütün yaşanmışlıklar vardır. Kültürümüzün en önemli bir parçası olan türkülerimize sahip çıkmak, bu vatan üzerinde yaşayan her ferdin görevi olmalıdır.
MK: Belkıs Akkale giyimi- kuşamıyla, hareketleriyle, meslektaşlarının çoğundan hep farklıydı, neden?
BA: Tabiki sanatçı giyimine kuşamına çok dikkat etmelidir çünkü bu, hayranlarına bir saygının ifadesidir. Açık saçık giyinilmesi taraftarı da değilim. Öncelikle sanatı ve sanat duruşu önde olmalıdır. Örf ve adetlerimizi gözeterek modern giyinmek mümkündür. İlk şöhret olduğum yıllarda benim kıyafetlerim tepki çekmiş olsa da zamanla bu düşünceyi çürütüp benim doğrularım kabul ettirdim.
MK: Müzisyenliği bıraktıktan sonra da kulislerden gazeteci olarak vardım. Fuar Lunapark Gazinosu, Göl Gazinosu, Ekici Över, Manolya, Akasyalar gazinoların kulislerinde sanatçılarla iç içeydik. Hala konsere gelen ustalarla kulis buluşmaları yapıyoruz. Şimdiki sanatçıların, özellikle genç sanatçıların bırakın kulisine girmeyi, Onlarca koruma denilen et duvarını aşıp bir araya gelmeyi, bir soru bile soramıyorsunuz? Usta gözüyle açıklar mısınız?
BA: Ben ülkeyi yönetenlerin ve bir kısımda olsa sanatcıların korumalarla gezmesini bir türlü anlıyamıyorum. Kendilerini kimden koruyorlar? Seni bulunduğun seviyeye getiren halktan mı korunuyorsun. Ayıptır, haksızlıktır.
MK:Son dönemlerde anlamsız sözlerin, gereksiz tekrarların yer aldığı, mantar gibi şarkı, donanımsız, şarkıcılar çıkıyor, bir anda her şeylere ulaşıyor, paralarla oynamaya başlıyor, şımarıyor ve eldeki malzemenin bitişiyle birlikte yok olup gidiyor? "Müzik Yorumcuları Birliği Yönetim Kurulu başkan yardımcısı sıfatınızla bu konudaki düşüncenizi öğrenebilir miyiz?
BA: Evet çok haklısın. Maalesef günümüzdeki müziklerin bir çoğunun hiç bir müzikal özelliği yok ancak topluma bu bozuk ne olduğu belirsiz kalitesiz müzikler lanse ediliyor, işin acı yanı ise bunun toplum tarafından kabul edilmesi. Bunun için Müyorbir olarakta yapacak bir şey yok.
MK: Şemsi Yastıman ustanın “Türk’ü anlamak için türkü dinlemek gerek”sözleri Belkıs Akkale’ye ne anlatıyor? Bu inanılmaz sözlerinin sahibi sizce neyi kastetmiş olabilir ki?
BA: Büyük usta merhum Şemsi Yastıman'ın sözü çok önemli. Yukarda belirtiğim gibi türküler çok şey anlatır, anlamak isteyene tabii. Türküleri sadece melodileriyle değil, sözlerine de dikkat edilerek dinlenirse türkülerin değeri çok daha iyi anlaşılır.
BA: Ben bulunmuş olduğum noktaya tek başıma gelmedim, gelemezdim de. Bu mücadeleyi eşimle beraber verdik. Oğlumuz avukatlık mesleğini seçti 6 yıldır avukatlık yapıyor. Çok iyi müzik kulağı var çok güzel bağlama da çalıyor ama müziği hobi olarak yapmayı tercih etti.
İzinizden gelmek isteyen sanatçı adayları veya genç sanatçılara tavsiyeniz ne olur?
İzimden gelmek isteyen genç kardeşlerime nasihatım: Türkülerin yapısını, özünü bozmadan icra etsinler, hiç bir olumsuzluklara boyun eğmeyip kendi doğruları yönünde, başı havada dimdik yürüsünler yollarına.
45'likleri
- 1972. Seni Allah Verdi Kimse Alamaz / Aşk Mahkumu
- 1973Boş Beşik / Gözüm Kapıda Kaldı
- 1974İnsan Sevdiğine Kardeş Mi Der / Kızılırmak
- 1974Sevdiğime Pişman Oldum / Gizli Bir Aşk
- Sahte Sevda / Zorla Güzellik Olmaz
- Füsun / Güzel Sana Güle Güle
- Bir Kadeh Susuz Rakı / Meyhaneler Oldu Benim En Son Durağım
Albümleri
- 1977 Kaldır Nikabını
- 1978 Gam Elinden
- 1980 Dostlara Selam
- 1982 Dadey
- 1983 Sağolun
- 1984 Türkü Türkü Türkiyem 1
- 1985 Türkü Türkü Türkiyem 2
- 1986 Güvercinim
- 1988 Nerdesin
- 1989 Gönül Telinden-1
- 1991 “91'e Merhaba”, “Türküler Bizden Dinlemek Sizden Hülya Süer ve Güler Duman ile”
- 1992 Ayrılığı Türkülere Sor /Yemen Yolu
- 1992 “Kaynana / Vay Bana”, “Ezgi Şöleni 2 İzzet Altınmeşe ile”
- 1993 Seher Bülbülü
- 1994 Ezgi Şöleni İzzet Altınmeşe ile.
- 1994 Ben de Yoruldum
- 1994 Geri Gelmiyor / Al Yanaklım
- 1996 Seher Yıldızı Arif Sağ ile
- 1999 Barış Türküsü
- 2000 Özlenenler, Vol. 1
- 2009 Nağmeger / Kaldır Mihrabını
- 2014 Türküler Bizi Anlatır - 1 / Teberik
1986 “Kara Diken”, “Güvercinim”, “Gelin Oy”
1987 “Tırpan”, “Tapulu Irgat”, “Sultan”, “Gölet”, “Azap”, “Ana Yüreği”